3 Aralık 1984 günü Orta Hindistan’da “Göller Şehri” olarak bilinen Madhya Pradesh eyaletinin başkenti, Bhopal’de sıradan bir gün değil; 20.000 kadar kişinin ölümü ve 150.000’den fazla kişinin zehirlenmesine neden olan etkisinin hala devam ettiği felaketin tarihiydi.
En başına gidersek 70’li yıllarda Union Carbide şirketi, Hindistan’ın “ Yeşil Devrim” politikası ile uyumlu şekilde pestisit fabrikasını Bhopal’de kuruyor. İlerleyen yıllarda kötü giden hava koşullarının tarımı olumsuz etkilemesi ile fabrika zarar etmeye başlıyor. Şirketin sahipleri fabrikayı söküp Endonezya ya da Brezilya’ya taşımak isteseler de bunun için yatırımcı bulamıyorlar. Geriye tek bir çözüm kalıyor, maliyetleri düşürmek.
1980-84 arası işgücü yarıya düşüyor. Prosesin can damarını oluşturan ve oldukça zehirli bir kimyasal olan metil izosiyanat prosesi ekibi 12 kişiden 6 kişiye, bakım ekibi ise 6 kişiden 2 kişiye düşüyor. Kontrol odasındaki operatör tek başına 700 göstergeyi takip etmesi gerekiyor. İş güvenliği eğitimlerinin süresi 6 aydan 2 haftaya düşüyor. Çalışanların farkındalığını arttırmak için asılan iş güvenliği afişleri şirketin Amerika’daki fabrikalarından özensizce getirilmiş ve üstüne üstlük çalışanların çoğunun bilmediği İngilizce dilinde. Eğitim düzeyi yoktan hallice. Yaşanan iş kazalarının üzeri örtülüyor. Alarm sirenleri çevreyi rahatsız etmemek için kapatılıyor. Amerikalı mühendisler tarafından 1982 yılında fabrikada gerçekleştirilen bir denetimde önemli bir toksik yayılım tehlikesinden bahsediliyor. Benzer proseslere sahip Union Carbide’ın West Virginia’daki fabrikasında alınan önleyici tedbirler Bhopal’de gerçekleştirilmemiş durumda.
Bu durum bazı yerel gazetecilerin dikkatini çekiyor ve Eylül 82’de yerel gazeteci Raj Keswani fabrikada yaşanan kazaları örnek göstererek “bir gün Bhopal yok olacak” şeklinde bir yazı kaleme alıyor. Konu diğer yerel gazetecilerin de takibine giriyor.
Takvimler 3 Aralık 1984’ü gösterdiğinde tüm bu ihmaller zincirinin sebep olduğu felaket şu şekilde gerçekleşti: metil izosiyanat tank sisteminde bakım yaparken olması gerekenin oldukça üzerinde metil izosiyanat içeren tanka su sızdı. Sistemin içinde temizlenmemiş pas parçalarının etkisi ile su ve metil izosiyanat tepkime sonucu tanktaki basıncı arttırdı ve bu kimyasal reaksiyon büyük bir patlama ile sonuçlandı. Güvenlik göstergelerinin önemli bir bölümünün çalışmaması, baca gazı yıkama sistemlerinin yetersizliği, alarm sistemlerinin kapalı olması olayın vahametini arttırdı. 40 ton metil izosiyanat bu şekilde ortama salındı. Beyaz dumanların yükselmesi ile insanlar uykularından öksürüklerle uyanmaya başladı. Önce bunun olağanüstü bir durum olduğunu düşünmediler. Ardından boğazları kurumaya ve gözlerinde yaşlar dökülmeye başladı. Tarifsiz acılar çekiyorlardı. Yaşadıkları evlerin derme çatma bir vaziyette olması gazın evlerin içine kolayca nüfuz etmesine neden oldu. Duman şehre yayıldı. Acıyla kıvranan insanlar kendilerini evlerinden dışarı atıp koşmaya başladılar. Kustular, akan kanalizasyon suyunda yüzlerini gözlerini yıkayarak rahatlamaya çalıştılar, çıkan kargaşada ezildiler. Daha o gece 8.000 kişi ölmüştü.
Hastaneye ulaşabilecekler için ise doktorlar ne yapacaklarını bilmiyordu. Gazın içeriği “ticari sır” olarak saklandığı için nasıl müdahale edecekleri konusunda bilgi de edinemediler. Yapabildikleri tek şey göz damlası ve ağrı kesici vermekti.
Bu trajik olayın hukuki, sosyal ve siyasal sonuçlarına baktığımızda herhangi bir “gelişmekte olan” ülkede yaşananlardan farklı şeyler olmadı. Union Carbide kişi başı 700 £’a denk gelen bir tazminat ödedi ve yeterli tıbbi yardımın sağlanmasına destek vermedi. 8 Hintli yönetici 2’şer yıl hapis ve 2.000 $ para cezasına çarptırıldı. Fabrikanın Amerikalı yöneticisi Warren Anderson olayın hemen ardından Amerika’ya kaçtı ve bir daha da Hindistan’a dönmedi, yargılanmadı, ceza almadı. Olayın insan vücuduna etkileri hakkında yapılan araştırma çalışmaları durduruldu. Bhopol’de şu an 100.000’in üzerinde insan bu felaketle ilişkilendirilebilecek nefes zorluğu, ağrı, mental ve duygusal bozuklukların temelini oluşturduğu kronik hastalıklar yaşıyor. Etkilenenlerin %93’ü tazminat alamadı. Fabrika kapanmış olsa da içeride bulunan pestisit ve atıklar temizlenmedi ve muson yağmurları, rüzgâr gibi etkenlerle çevreye yayıldı. Greenpeace yaptığı ölçümlerde toprağın hala olması gerekenden milyonlarca kat fazla zehir içerdiği ortaya çıktı. Yeraltı sularına, flora ve faunaya verilen zarar öngörülemeyen miktarlarda. Yaşananların hesabını sormak isteyen halk yaptıkları eylemlerde dayak yedi, kendilerine destek sözü veren politikacılar tarafından ortada bırakıldı.
Tarihin en önemli endüstriyel kazalarından biri olan bu olay endüstriyel güvenlik standartları, kurumsal sorumluluk, acil durum prosedürleri, yerel paydaşlarla iş birliği, sağlık-çevre ilişkisi, yasal sorumluluklar, toplumsal dayanışma hakkında dersler almamızı sağlamalı.
Yerel düzeyde Çernobil kadar büyük bir felaket yaşayan bu kent; 2017-2018-2019 yıllarında “en temiz eyalet başkenti” ünvanını aldı. Hayatın garip bir cilvesi mi yoksa bir unutma- unutturulma çabası mı toplumun vicdanına kalmış durumda.
Bhopal felaketi hakkındaki eserler:
Bhopal: A Prayer for Rain (Film, 2014, Yönetmen: Ravi Kumar)
BÜLTEN YAYIN KOMİSYONU SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
Burcu Başpişirici
YAYINA HAZIRLAYAN
Orhan Bilikvar
YAYIN TARİHİ
4 HAZİRAN 2025
YÖNETİM YERİ
MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi Anadolu Cad. No: 40 K: M2 Bayraklı - İZMİR Tel: (232) 462 33 33 Faks: (232) 486 20 60 www.mmo.org.tr/izmir
Yerel Süreli Yayın
MMO İzmir Şube yayın organı MMO üyelerine ücretsiz gönderilir. Gönderilen yazıların yayınlanıp yayınlanmamasına, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu karar verir. Yayımlanan yazılardaki sorumluluk yazarlarına ilan ve reklamlardaki sorumluluk ilanı veren kişi veya kuruluşa aittir. Bülten’e gönderilen çeviri yazıların kaynağı mutlaka belirtilir. Gönderilen yazılar, yazarlarına geri verilmez.
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.