Bir Mühendislik ve Kent Ütopyası: Kader Diye Bir Şey Yoktur

Yıl: 2074, Yer: İzmir, yeni MMO binası

Evren, güneş enerjisi kapasiteli camdan dışarı İzmir körfezine doğru bakarken, birkaç gün önce yeniden incelediği eski fotoğraflar gözünün önüne geldi. Körfezin Büyük Çöküş’ten hemen önce, 2040’lardaki halini gösteren fotoğraflar. Yüksek ortalama sıcaklık, hava kirliliği ve iklimsel dengesizlikten neredeyse yaşanmaz hale gelmiş olan Kent.  Yükselen su seviyesiyle içerilere doğru genişleyen, su altı habitatının tamamen yok olmuş olması nedeniyle yarı bataklığa dönüşmüş olan deniz. Çökmenin eşiğine gelmiş devlet ve belediyecilik hizmetlerinin zaten yaşamı destekleme yeteneğini kaybetmiş kenti iyice barınılmaz hale getirmesi.

Kendisi o zamanları yaşamamıştı. O yüzden tam kavrayamıyordu. 21. yüzyılın başlarında yaşamış olan ve kendi zamanlarını “Kader diye bir şey yoktur, 21. yüzyıl vardır. Ve bu yüzyıl bir kelebeği bile intihar ettirebilir Çocuğum” diye adlandıran yazarı anımsadı. “İyi ki Yaşam Okullarında eski nesillerin hataları, zayıflıkları, açgözlülükleri ve cahilce umursamazlıkları, gencinden yaşlısına herkese tekrar tekrar anlatılıyor” diye düşündü.

Şimdi her şey öyle farklıydı ki. Yirmi beş yıl içinde körfez ve havası tamamen temizlenmiş, zengin bir sualtı yaşamına kavuşmuştu. Yeni kurulan yosun çiftliklerinde son derece kaliteli deniz tarımı yapılıyordu. Kent içi yaygın bir yeraltı ve sualtı taşımacılık ağıyla örülüydü. Bireysel ulaşımın yerini ücretsiz ve ihtiyaç duyulan her durumda çağrılabilen insansız taksiler almıştı. Kentin çoğunu betonla kaplayan eski asfalt yolların yerini geniş yaya yolları, parklar, yeşil alanlar almış; iç kesimlerde yer alan birkaç gökdelen hariç bütün binalar üç katla sınırlanmıştı. Kentlerin içinde yaşanamaz hale geldiği Büyük Çöküş döneminde kentlerden kırsala yönelen ters göç ve Büyük Savaşla iyiden iyiye azalan insan nüfusu, metropol kent kavramını ortadan kaldırmıştı. İzmir kenti, dünyadaki pek çok büyük kent gibi yarım milyonu bulmayan bir nüfusa sahipti şimdi.

Mimari yenileme ve geri dönüşüm hala sürüyordu. Hurda ve geri dönüşüm şirketleri çok revaçtaydı. Beton kullanımının özel izinli haller dışında yasaklanmasından sonra eski beton binalardan oluşan mahalle ve caddelerin yenilenmesi zaman alıyordu. Ancak eskinin yeni amaçlarla kullanımında yaratıcı örnekler vardı. Bir zamanlar insanların sadece tüketmek için gittiği AVM’ler örneğin. Şimdi hepsi bambaşka amaçlar için mimari dönüşüm geçirmişti. Kamusal alan olarak yeniden tasarlanan otoparklar, çevre yolları, yeni anlamlar kazanmıştı. Ayakta kalmış olan banka, devlet binası gibi geniş yapılar, imece mutfak, ortak yaşam komünleri, artık yaşam sanatları denilen el sanatlarının öğretildiği DIY (Do-it-yourself) atölyeleri, ikinci el takas pazarları gibi amaçlar için kendiliğinden ve halk inisiyatifiyle kullanılmaya başlamıştı. Savaştan kalma sığınaklar ve mülteci barınakları, sanatçıların üretim ve performans alanına dönüşmüş, buralardan 21.yüzyılın acılarını ve hatalarımızı vurgulayan pek çok iyi sanatçı yetişmişti.

Başka dünya kentlerinde olduğu gibi İzmir’de de savaşın korkunçluğunu yeni nesillere göstermek için hasar görmüş bazı binalar olduğu gibi muhafaza edilmiş ve çeşitli müzelere dönüştürülmüştü. Savaş sırasında hasar gördüğü için kullanılamayan otoyolların bir kısmı doğal park haline gelmişti.  Bu yollar kendiliğinden kente büyük canlılık veren halk kültür alanlarına dönüşmüştü. On yıllardır şehri çevreleyen arazilerde hummalı bir ağaçlandırma çalışması vardı ve pek çok yönde doğa kendine ait olanı şehirden geri almış, kentle arasında güzel bir denge oluşmuştu.

Manisa yönüne bakıldığında, yüksek bir tepenin üstünde İzmir Uzay Asansörü görülebiliyordu. Görkemle bulutları deliyor, atmosferin dışındaki ankraj istasyonuna uzanıyordu. MMO’nun karbon nanotüp kablo besleme sistemi ve mekik asansörün tasarımında başat rol oynadığı sistem, ayda üç yıl önce kurulmuş olan “Yeni İzmir” kolonisinin lojistik ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük rol oynuyordu. 21.yüzyılın başında ticari uzay uçuşlarının patlamasıyla zaten iyiden iyiye kalabalıklaşmış yakın yörünge, 40’lardaki Büyük Savaşta tarafların birbirlerinin sivil ya da askeri uydularını yok etmesiyle içinden geçilmesi neredeyse imkânsız bir hurdalığa dönüşmüştü. 50’lerde başlayan İkinci Rönesans döneminde kurulan ilk Uzay Asansörleri yörüngenin ve atmosferin temizlenmesinde büyük rol oynamıştı.

İzmir Uzay Asansörü, eski ve işlevsiz BM’in yerini almış ve daha da ötesi önceden ulus devletlere ait pek çok yetki ve sorumluluğu üstlenmiş olan Dünya Federasyonu’ndan (DF) doğrudan destek ve teşvik almış, tamamlandığında yine bu örgütçe ödüllendirilmişti. Yeni Dünya Federasyonunun merkezinin New York, Londra, Şanghay gibi savaş öncesi politik güç merkezlerinden birinde ya da onlardan kalanlar da değil, simgesel ve tarafsız bir yaklaşımla Mezopotamya’da, insanlık tarihinin ilk şehri sayılan antik Eridu kentine yakın bir yerde yerinden kurulmaya başlanan Yeni Bağdat’ta yer almasına karar verilmişti.

Evren beş yıl önce savaş ve çevre felaketlerinin izlerinin silinmesi için hala yaygın bir terraform sürecinde olan Yeni Bağdat’ta ödülü almalarını hatırladı. Artık “Türk mühendisler” sözünün ya da “… milletin mühendisleri” sözünün anlam taşımadığı bir dünya kurma peşindeydi insanlık. Doğaya karşı ve doğaya rağmen var olamayacağını acı şekilde deneyimlemişti insan evladı. Aynı şekilde, öteki ve yabancı dediği komşu ülkedeki komşuları açken mutlu ve güvende olamayacağını da. Bu yüzden ödülü yeniden dirilmiş olan tüm insanlık adına gurur duyarak almışlardı.

Hafızası daha da geriye gitti. Sınır Tanımayan Mühendisler’de (STM) gönüllü çalıştığı gençlik yıllarına, Kızıl Deniz projelerindeki yıllarına. STM İkinci Rönesans’tan önce gönüllü mühendislerce kurulmuş olan uluslar üstü bir meslek örgütüydü. Öncelikleri geniş alanları yaşanmaz hale getiren çevre felaketleri, nükleer ve biyokimyasal savaş kalıntılarının temizlenmesi, yerel yenilebilir enerji üretimi, su baskınına uğramış tarım arazilerinin ve kentlerin kurtarılması, temiz su üretimi, tuzlanmayla mücadele, kullanılamayan barajların yeniden kullanılması ve daha pek çok temel insani acil ihtiyaca yönelikti.  Gönüllü mühendisler dünyanın her yerinde zorlu şartlar altında kısıtlı imkanlarla insanoğlunun ve doğanın faydasına projeler üretmiş ve uygulamıştı. Zamanla DF tarafından aktif olarak desteklenmeye başlayan Sınır Tanımayan Mühendisler, başlarında patron ve yöneticilerinin baskısı olmadan, kapitalizmin maksimum kar ve en düşük maliyet çıkmazına hapsolmadan, kendi yaratıcılıklarını ve sağ duyularını doğa dahil herkesin kazanacağı bir şekilde kullanabiliyordu. STM dünya genelinde o denli prestij ve saygı kazanmıştı ki, insanlığın mühendisliğe en çok ihtiyaç duyduğu o karanlık yıllarda, kar ve tüketim odaklı olmayan bir mühendislik ve teknolojinin mümkün olduğunu göstermiş, siyasi ve toplumsal yenilenmede öncü kurumlardan biri olmuştu. Mühendisler için gençliklerinde STM’de çalışmış olmak, artık iyi bir kariyer edinmede diğer beceriler kadar dikkate alınan Etik değerlendirmede önemli ölçütlerden sayılıyordu.

Masasından gelen elektronik sesle güne döndü Evren. Şehri izlemeye koyulmadan önce sessize aldığı Yapay Zeka Asistanı (YZA) görüşme talep ediyordu. Sesli bir komutla izin verdi.  Doğrudan erişimini gerektiren şeyleri sıralayarak günün planını yeniden sundu YZA.

Drone işletme birimi yöneticisi ile görüşecekti birazdan. Bu Ürdünlü kadın mühendis YZ destekli yaygın drone ağı kontrolünde yeni uygulamalar geliştirerek büyük verim artışı sağlamıştı. MMO ana binasının hemen yanında yer alan küçük drone hava üssünden her gün yüzlerce mikro-drone İzmir ve yakın çevresinde günlük kontrollerini yapmak ve raporları saatlik ve günlük olarak yerel Hükümetin veri merkezlerine ve diğer bağımsız değerlendirme birimlerine aktarmak üzere havalanıyordu. MMO’nun kontrol ettiği şeyler arasında sanayi işletmeleri ve binaların karbon ayak izleri, termal emisyonları, ağır makinelerin emniyet kontrolü, uzay asansörünün nanotüp kontrolleri, yakın deniz ve orman habitatlarının termal ve kimyasal analizleri ve daha pek çok şey yer alıyordu. İzmir’in en geniş drone filosuyla MMO doğrudan kendi alanı olmasa da topladığı verileri diğer mühendislik odalarıyla paylaşıyordu.

Öğleyin Dünya Federasyonu’nun bir parçası olan Yerel Hükümet’in Ege Denizi Sürdürülebilirlik Komitesi toplantısı için, Ege denizinin iki tarafının ortaklığını simgeleyen şekilde Selanik’te kurulmuş olan Ege Sürdürülebilir Kalkınma ajansına uçacaktı. Yeni MMO binasının çatı katında yer alan Helipad’den bir helitaksi onu, bir meslektaşını ve yanlarında gözlemci mühendis olarak bulunan İtalyan bir meslektaşı alacak ve yarım saat içinde hedefe ulaştıracaktı. Bağımsız bir kurum olarak öneri ve projeler sunan İzmir MMO Şubesinin sunumunda Uzay Asansörünün karbon ayak izinin azaltılması için bir eylem planı ve Aliağa Bölgesi eski sanayisinin geri dönüşümü için ikinci bir güneş enerjili çelik ergitme tesisi kurulması projesi yer alıyordu.

İkindide Kent Konseyinin ÇEK (Çeşitlilik, Eşitlik, Katılım) komisyonu toplantısına yetişecek, Mühendislik Etiğinde Kesişimsel Fayda Kavramı adlı bir konuşma yapacaktı. Akşam ise MMO’da İzmir bölgesinde 57. firmaya Negatif Karbon İzi ödülünü vermek üzere bir tören ve kokteyl gerçekleşecekti. Sonra enerjisi kalırsa, YZ asistanıyla yarın yapacaklarını yeniden incelemek istiyordu.

Yapması gerekenler sıralanınca Evren daha gün başlamadan yorgun hissetti kendini, ama çok kısa sürdü bu. Yeni MMO binasının hemen önünde deniz kenarında çocuklar mutlulukla oynuyorlardı. İçinden enerji ve sevinç yükseldi. İzmir yepyeniydi. Dünya gibi. İzmir MMO Şubesi, dünyanın diğer yeni mühendisleri gibi, insanlığa güzel bir gelecek sunmak için var gücüyle çalışıyordu. Bu kez farklı olacaktı her şey.

“Kader diye bir şey yoktur” diye düşündü.

Tanıtımlar
Künye
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ ADINA SAHİBİ
Ziya Haktan Karadeniz
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Evrim Aksoy
BÜLTEN YAYIN KOMİSYONU SORUMLU YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
Burcu Başpişirici
YAYINA HAZIRLAYAN
Orhan Bilikvar
YAYIN TARİHİ
4 NİSAN 2025
YÖNETİM YERİ
MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi Anadolu Cad. No: 40 K: M2 Bayraklı - İZMİR
Tel: (232) 462 33 33
Faks: (232) 486 20 60
www.mmo.org.tr/izmir
Yerel Süreli Yayın
MMO İzmir Şube yayın organı MMO üyelerine ücretsiz gönderilir.
Gönderilen yazıların yayınlanıp
yayınlanmamasına, TMMOB Makina
Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu karar verir.
Yayımlanan yazılardaki sorumluluk
yazarlarına ilan ve reklamlardaki sorumluluk ilanı veren kişi veya kuruluşa aittir.
Bülten’e gönderilen çeviri yazıların kaynağı mutlaka belirtilir. Gönderilen yazılar, yazarlarına geri verilmez.
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.
Bizi Takip Edin
MMO İZMİR
MMO
TMMOB