
423. Bülten’den
Cumhuriyetin İlanı: Halk Olmanın, Aydınlanmanın ve Yeniden Kuruluşun Yolu 29 Ekim 1923, salt bir tarih değildir; bir halkın küllerinden doğuşunun, kendi kaderine sahip çıkışının, tarih […]

Cumhuriyetin İlanı: Halk Olmanın, Aydınlanmanın ve Yeniden Kuruluşun Yolu 29 Ekim 1923, salt bir tarih değildir; bir halkın küllerinden doğuşunun, kendi kaderine sahip çıkışının, tarih […]

YAZI DİZİSİ: Sessiz Tarih, Küçük Dev Kadınlar Boston’un rüzgârlı kıyılarında, 1932 yılında dünyaya gelen Sylvia Plath, yaşamı boyunca iki büyük aynaya bakarak yazdı: biri kendi […]

“Dijital Gelecek ve Endüstri Mühendisleri” ana temasıyla düzenlenen Endüstri Mühendisleri Bahar Konferansları kapsamında gerçekleştirilen “Endüstri Mühendislerini Nasıl Hazırlamalıyız?” kapanış panelini dinlerken, mesleğimizin nasıl bir dönüşüm […]

Karakaya Köyü’nde Taş Ocağına Tepki: “Yaşam Alanlarımızı Korumakta Kararlıyız” Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Karakaya Köyü’nde, köy yerleşimine çok yakın bir alanda açılmak istenen taş ocağına […]
Yüzde 70’ini ulusal basından; yüzde 30’unu ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Eylül ayında en az 206 işçi hayatını kaybetti. Böylece 2025 yılının ilk dokuz ayında iş cinayeti sayısı (Ocak 180, Şubat 124, Mart 159, Nisan 156, Mayıs 178, Haziran 164, Temmuz 207, Ağustos 192, Eylül 206) 1566’ya ulaştı.

• Eylül ayında en çok iş cinayeti tarım işkolunda meydana geldi. Ölenlerin 27’si çiftçi ve 22’si tarım işçisi. İkinci sırada 43 ölüm ile inşaat işkolu var. Dikkat çeken husus ise bu ölümlerin yüzde 35’inin deprem şehirlerinde olmasıdır. Üçüncü sırada ise tanker, tır, kamyon, kargo aracı, minibüs ve taksi şoförlerinin ölümleriyle taşımacılık işkolu geliyor. Bu işkollarının ortak özelliği güvencesiz çalıştırmanın hakim olması ve kısmen taşımacılık dışında sendikal örgütlenmenin zayıflığıdır.
• İş cinayetlerine sektörel olarak baktığımızda ise sanayide 64 işçi, tarımda 49 işçi, hizmette 49 işçi ve inşaatta 44 işçi hayatını kaybetti.
• Ölüm nedenlerinde ilk sırada trafik/servis kazaları var. Bu nedenli ölümlerin yüzde 66’sını (traktör kasası, uygun olmayan servis minibüsleri vb. gerçekleşen işçi taşınması ve uygun olmayan traktörler yüzünden) tarım ve (uzun çalışma saatleri, tek şoför çalışma, uygun olmayan yollar, iş yetiştirme baskısı vb. yüzünden) taşımacılık işkollarında görüyoruz. İkinci sırada ezilme/göçükler var. Bu nedenli ölümler tarlada ve inşaatta çalışırken devrilen traktörün/hareket eden iş makinesinin altında kalma ile sanayi işkollarında makineye kapılma olarak görülmektedir.
• En çok iş cinayeti İstanbul başta olmak üzere Antalya, Diyarbakır, Tekirdağ, İzmir, Hatay, Trabzon, Aksaray, Denizli, Mersin, Şanlıurfa, Ankara, Manisa ve Sakarya’da meydana geldi. Bu bölgeler sanayi merkezleri olmaları, tarımsal üretim veya inşa faaliyetlerinin yoğunlaşmasıyla öne çıkıyor.
• Eylül ayında en az 9 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Ölen çocukların beşi tarım, ikisi ticaret, biri gıda ve biri metal işkollarında çalışıyordu. Bu ay yine bir MESEM’li öğrenci/işçi çocuğumuzu kaybettik. Yağız Yıldız 17 yaşındaydı, MESEM İzabe ve Haddecilik Alanı 11.sınıf öğrencisiydi, staj yaptığı Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (Kardemir) Kontinü Kütük Haddehanesi bölümünde hurda sarma makinesi üzerine devrildi.
• İş cinayetlerinde ölenlerin 14’ü kadın işçiydi. Ölen kadınların altısı tarım, üçü ticaret, ikisi genel işler, biri kimya, biri taşımacılık ve biri konaklama işkollarında çalışıyordu.
• Eylül ayında en az 9 göçmen işçi (dördü Suriyeli, ikisi Mısırlı, biri Moldovalı, biri Türkmenistanlı, biri Ukraynalı) hayatını kaybetti. Göçmen işçilerin üçü inşaat, ikisi metal, ikisi genel işler, biri tekstil ve biri gemi işkollarında çalışıyordu.
• Ölen işçilerin en az 1’i (yüzde 0,48) sendika üyesi, 205’i (yüzde 99,52) sendikasız. Sendikalı işçi metal işkolunda çalışıyordu. Tespit ettiğimizin ötesinde ölen sendikalı işçilerin olduğunu belirtmeliyiz. Ancak kağıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi (en azından bir taziye bile yayınlamaması) sonucu özellikle bu ay net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus…
