
417. Bülten’den
23 Nisan’ın Mirası ve Bugünün Tablosu Türkiye, 23 Nisan 1920’de halk egemenliğinin ilanı ile çocuklarına ve gençlerine özgür bir gelecek vaat etti. Mustafa Kemal Atatürk, […]
23 Nisan’ın Mirası ve Bugünün Tablosu Türkiye, 23 Nisan 1920’de halk egemenliğinin ilanı ile çocuklarına ve gençlerine özgür bir gelecek vaat etti. Mustafa Kemal Atatürk, […]
Kadın sağlığı teknolojileri (FemTech), kadınların sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yazılım ve hizmetleri kapsayan bir alandır. FemTech sektörü, öncelikle doğum kontrolü ve menstrüasyon ve regl periyodu, […]
Marilyn Monroe ve Arthur Miller arasındaki evlilik, 20. yüzyılın en ilgi çekici ve trajik aşk hikayelerinden biriydi. Hollywood’un en ünlü aktrisi ile Amerika’nın en ünlü […]
TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde düzenlenen 16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi (TESKON), “Tesisat Mühendisliği ve Yapay Zekâ” ana temasıyla ve İzmir Şubemiz […]
Bilgi ve Analize Dayalı Bir Yaklaşım
Proses güvenliği, sanayide uzun zamandır çeşitli başlıklar altında çalışılıyor olsa da, bu çalışmaların sistematik bir yapı içinde ele alınması oldukça yenidir. Bu farkındalık, genellikle büyük endüstriyel kazaların ardından acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır.
Kazalarla birlikte binlerce insanın ve diğer canlıların yaşamını kaybetmesi, geniş coğrafyaların kullanılamaz hale gelmesi ve işletmelerin sürdürülebilirliğine yönelik tehditlerin artması, proses güvenliğinin ne denli kritik bir konu olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir.
Proses güvenliği adına birçok çaba ve prosedür uygulanmış olsa da, bu çalışmaların bir güvenlik yönetim sistemi çatısı altında toplanması oldukça yenidir. ABD’de OSHA 12 bileşenli bir yapı önerirken, Amerikan Kimya Mühendisleri Derneği (AIChE) 20 bileşenli bir sistem tanımlamıştır. ILO, EIGA ve Kanada Kimya Mühendisleri Derneği gibi kurumlar da benzer yapıların altını çizmektedir.
Türkiye, “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Yönetmeliği” ile proses güvenliğini yasal bir zemine oturtmuş, alt ve üst seviyeli kuruluş ayrımları getirmiştir. Ancak açıkça bilinmektedir ki, kapsama girmeyen tesisler için de proses güvenliği mutlaka yönetilmesi gereken bir sistemdir.
Bilgi Yoksa Güvenlik de Yok
Bir prosesin güvenli bir şekilde yürütülmesi, fikir ve tasarım aşamasından itibaren oluşan bilgilerin güncel, erişilebilir ve tutarlı şekilde yönetilmesine bağlıdır.
Uygulamada ne yazık ki, birçok tesiste temel proses bilgilerine dahi ulaşılamadığı durumlarla karşılaşıyoruz. Hatta bazen en temel dökümanların “varlığı” bile hatırlatılmak zorunda kalınabiliyor.
Halbuki proses güvenliği bilgileri, tesisin tüm yaşam döngüsü boyunca; tasarım, inşaat, devreye alma, işletme, bakım, devreden çıkarma ve hurdaya ayırma süreçlerinde sürekli güncellenmeli ve ulaşılabilir olmalıdır.
Bu konu aynı zamanda Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (ISO/IEC 27001) kapsamında da ele alınmalı, bilgiye erişim ve sürüm kontrolü süreçleriyle desteklenmelidir.
Olasılıkları Gerçeğe Dönüştürmeden Görmek
Bir prosesin güvenli olup olmadığını sadece gözle ya da geçmiş deneyimle anlamak mümkün değildir. Her sistem, içinde potansiyel riskler ve sapmalar barındırır. Proses Tehlike Analizi (PTA), işte bu tehlikeleri sistematik şekilde tanımlamak, değerlendirmek ve önleyici tedbirler almak için kullanılan temel araçtır.
PTA çalışmalarında ekipler şu temel soruyu sorar: “Ne ters gidebilir, neden olur ve sonuçları ne olur?”
Bu soru etrafında yapılan analizler, sadece riskleri değil, aynı zamanda sistemin işletilebilirliğini de değerlendirir. Özellikle tehlikeli kimyasallar, yüksek basınç-sıcaklık sistemleri, tüm proses tesislerinde PTA zorunlu bir süreçtir.
HAZOP (Hazard and Operability Study): Proses değişkenlerinin sapmalarını sistematik şekilde analiz eder. Derinlemesine ve ekip temellidir. Ancak zaman alıcıdır.
What-If Analizi: “Ya şöyle olursa?” sorusuyla senaryo üretir. Esnektir, yaratıcılığı teşvik eder. Ancak subjektif olabilir.
Checklist (Kontrol Listesi): Standartlara veya geçmiş deneyimlere göre hazırlanmış kontrol listeleriyle risk gözden geçirilir. Hızlı ve sistematiktir ama yeni riskleri dışlayabilir.
FMEA (Failure Modes and Effects Analysis): Ekipman arızalarının olası etkilerini değerlendirir. Teknik ve detaylıdır. Ancak saha bilgisi gerektirir.
LOPA (Layers of Protection Analysis): Tehlikelerin riski sayısal analizle ölçülür, koruma katmanları test edilir. Karar destekleyicidir ancak karmaşık hesaplamalar gerektirir.
Proses Tehlike Analizleri (PTA), proses yaşam döngüsünün her aşamasında yapılmalıdır. Bu analizler, sadece işletme sürecinde değil, tesisin fikir aşamasından devreden çıkarılmasına kadar tüm evrelerde hayati önem taşır.
Bu çalışmalar, farklı disiplinlerden gelen uzmanların oluşturduğu bir ekip tarafından yürütülmelidir. Elde edilen analiz sonuçları mutlaka dökümante edilmeli ve yönetilmelidir.
Tüm bu süreçler, yalnızca yasal bir gereklilik değil, aynı zamanda etkin bir proses güvenliği kültürünün temel taşıdır.
Proses güvenliği yönetilebilir. Yönetilmelidir de. Aksi durum insan, çevre ve ciddi maddi kayıp demektir. Bu yönetimi mümkün kılacak ilk unsur ise bilgidir. Bilgiye dayalı yönetim gerçek yönetimdir. Varsayıma ve sadece deneyime dayalı yönetim ise çoğu zaman yanıltıcı olacaktır.
Proses güveliği yönetebilmek için tüm bileşenler doğru bir şekilde anlaşılmalı, kurgulanmalı, hayata geçirilmeli ve izlenmelidir. Bir değişiklik söz konusu olduğunda ise önce proses güvenliği bilgileri gözden geçirilmeli, etkileri araştırılmalı ve bilgi sistemi güncellenmeden değişiklik yapılmamalıdır.
Proses güvenliği yönetimi bilgiye dayalıdır. Bilmediğiniz bir unsuru yönetemezsiniz.