
417. Bülten’den
23 Nisan’ın Mirası ve Bugünün Tablosu Türkiye, 23 Nisan 1920’de halk egemenliğinin ilanı ile çocuklarına ve gençlerine özgür bir gelecek vaat etti. Mustafa Kemal Atatürk, […]
23 Nisan’ın Mirası ve Bugünün Tablosu Türkiye, 23 Nisan 1920’de halk egemenliğinin ilanı ile çocuklarına ve gençlerine özgür bir gelecek vaat etti. Mustafa Kemal Atatürk, […]
Marilyn Monroe ve Arthur Miller arasındaki evlilik, 20. yüzyılın en ilgi çekici ve trajik aşk hikayelerinden biriydi. Hollywood’un en ünlü aktrisi ile Amerika’nın en ünlü […]
TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde düzenlenen 16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi (TESKON), “Tesisat Mühendisliği ve Yapay Zekâ” ana temasıyla ve İzmir Şubemiz […]
Bilgi ve Analize Dayalı Bir Yaklaşım Proses güvenliği, sanayide uzun zamandır çeşitli başlıklar altında çalışılıyor olsa da, bu çalışmaların sistematik bir yapı içinde ele alınması […]
Kadın sağlığı teknolojileri (FemTech), kadınların sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yazılım ve hizmetleri kapsayan bir alandır. FemTech sektörü, öncelikle doğum kontrolü ve menstrüasyon ve regl periyodu, doğurganlık ve doğum kontrolü, menopoz, pelvik sağlığı, emzirme, cinsel sağlık, hormonsal bozukluklar ve genel sağlık gibi daha geniş bir yelpazeye yayılmaya başlamıştır. Kadın Sağlığı teknolojisi en önemli yanı erken tanı ve önleyici sağlık konusunda kadının kendini takip etmesinde kolaylık sağlamasıdır.
Kadın sağlığı konusunda, devletlerin sağlık sistemleri yeterli hizmet sunamayabiliyor. Milyonlarca kadın sağlık hizmetlerine erişemiyor. Bu erişim probleminin temelinde sadece altyapı eksiklikleri değil, aynı zamanda kadınların eğitim seviyesi, bilinç düzeyi ve toplumsal baskılar da (aile içi eş baskısı da dahil) yer alabiliyor. Özellikle “ayıp” kavramı nedeniyle gelişen “utanma duygusu”, kadınların düzenli sağlık kontrollerini aksatmasına yol açabiliyor. Bu durum, yalnızca ihtiyaç duyulduğunda sağlık hizmetlerine başvurulmasına sebep oluyor ve önleyici sağlık hizmetlerinin etkisini azaltıyor. Bu yüzden kadın teknolojisi ürünlerinden giyilebilir göğüs pompaları, hamilelik sürecini takip eden akıllı cihazlar ve giyilebilir teknolojik ürünler, kadın sağlığını yakından takip etmeyi ve erken tanı koymayı mümkün kılmaktadır.
Geçtiğimiz haftalarda Sivasspor futbol takımının maç öncesi taşıdığı pankart, toplumsal baskının en çarpıcı örneklerinden biri olarak karşımıza çıktı. Futbolcuların taşıdığı “Doğal olan normal doğum” pankartının mesajı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve bireysel hakların ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Doğum kişisel bir karardır. Doğum şekli, her kadının sağlık koşulları ve tercihi doğrultusunda değerlendirilmelidir. Kadınların bedenleri üzerinde kurum ya da bireyler kontrol kurma hakkında sahip değildir. Biz Kadınların bedeni üzerinde sürdürülen bu dayatmalar, Türkiye’nin 2024 yılı Toplumsal cinsiyet endeksin de 146 ülke arasında 127. sırada olmasını açıklamaktadır. Söz konusu pankart 6284 sayılı İstanbul Sözleşmesinin neden hâlâ gerekli ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır.
FemTech konusunda öncülüğü ABD yapmaktadır. Türkiye olarak, her ne kadar geride olsak da! FemTech sektörüne yönelik önemli gelişmelere de tanık oluyoruz. Bunlardan biri, Kadınlarda en yaygın görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserinin erken tanısı için, Türk anne ve kızı tarafından kurulan Triwi giyilebilir teknoloji şirketinin geliştirdiği akıllı sütyendir.
Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır, bu yüzden meme kontrollerinin düzenli yapılmasını sağlayan giyilebilir bir teknolojik akıllı sütyen; telefona entegre olarak, 5 dakika içerisinde gerekli taramayı yaparak kontrollerin gerçekleştirmesini sağlamaktadır.
Ayrıca, Türk bilim insanı Canan Dağdeviren’in “Bu aleti tüm kadınlara ithaf ediyorum” diyerek tanıttığı elektronik sütyen sayesinde, ultrasona gerek kalmadan memenin ultrason görüntüsü alınabilmektedir.
2020 yılında yayınlanan Global Gender Gap Report’a göre, Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer alarak kadın-erkek eşitliği konusunda ciddi bir farklılık olduğunu göstermiştir. Kadınların yükselen rollerde yetersiz temsil edilmesi, teknoloji alanındaki cinsiyet eşitsizliğinin bir göstergesidir.
Bu eşitsizliği kapatmak amacıyla, YGA tarafından kurulan UP School, kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine emin adımlarla girmelerine destek olmaktadır. “Kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine emin adımlarla giriş yapma özgürlüğü sunar” sloganıyla hareket eden UP School, FemTech ekosistemine donanımlı kadın profesyoneller kazandırmayı amaçlamaktadır.
Kadın sağlığı teknolojilerine erişim her kadın için mümkün olmayabilir. Ekonomik şartlar, bu teknolojilere ulaşımda önemli bir engel oluşturmaktadır. Ancak, kadınların teknoloji alanında daha fazla rol alması, bu yazılımları tanıyarak kendi sağlıklarını analiz etmeleri için büyük bir fırsat sunmaktadır. Kadın sağlığı teknolojilerinin yaygınlaşması, bireysel sağlık bilincini artıracak ve toplumsal düzeyde farkındalığı güçlendirecektir. FemTech’in sunduğu yenilikler sayesinde kadınlar daha bilinçli, daha güvende ve sağlık hizmetlerine daha kolay erişebilir hale gelecektir. Farkındalığın artması kurulmak istenen baskıları da nötrleyecektir.
https://webrazzi.com/2023/03/08/turkiye-odaginda-kadinlarin-saglik-hakkini-pekistiren-femtech-ler-nasil-konumlaniyor Candeğer Muradoğlu
https://en.wikipedia.org/wiki/Femtech
https://www.triwi.info/hakkimizda
https://www.yga.org.tr/up-school
global gender gap report