
416. Bülten’den
EŞİK AŞILDI: SÖZ HALKTA, İNİSİYATİF SOKAKTA İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, ardından gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan süreç, Türkiye siyasetinde uzun zamandır görülmeyen […]
EŞİK AŞILDI: SÖZ HALKTA, İNİSİYATİF SOKAKTA İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, ardından gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan süreç, Türkiye siyasetinde uzun zamandır görülmeyen […]
Son yıllarda dijital dönüşümün hız kazanması, iş dünyasında esnek çalışma modellerinin –özellikle uzaktan çalışma düzenlemelerinin– yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Uzaktan çalışma, teknolojik altyapıların gelişmesiyle birlikte çalışanların […]
YAZI DİZİSİ: Sessiz Tarih, Küçük Dev Kadınlar Marie Curie, bilim dünyasında iz bırakan ve tarihe adını altın harflerle yazdıran bir kadın bilim insanıdır. Hem fizik […]
Cem Karaca’nın 12 Eylül 1980 darbesi sonrası sürgündeyken bestelediği “Ceviz Ağacı” şarkısı ülkesine döndükten sonra, 1987 yılında çıkardığı Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar […]
Tür: İnceleme
Yazar: Henry David Thoreau
Sayfa: 50
İlk Baskı: 2016
Yayınevi: Kafekültür Yayıncılık
Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David Thoreau’dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau’nun 1949’da yayınlanan Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl başında Gandhi’ye, ortalarında ise Martin Luther King’e ve onları izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir.
Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına “En iyi hükümet en az hükmedendir,” diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha sistemli işlediğini görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, “iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı?” diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas almaktadır.