
416. Bülten’den
EŞİK AŞILDI: SÖZ HALKTA, İNİSİYATİF SOKAKTA İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, ardından gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan süreç, Türkiye siyasetinde uzun zamandır görülmeyen […]
EŞİK AŞILDI: SÖZ HALKTA, İNİSİYATİF SOKAKTA İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, ardından gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan süreç, Türkiye siyasetinde uzun zamandır görülmeyen […]
Son yıllarda dijital dönüşümün hız kazanması, iş dünyasında esnek çalışma modellerinin –özellikle uzaktan çalışma düzenlemelerinin– yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Uzaktan çalışma, teknolojik altyapıların gelişmesiyle birlikte çalışanların […]
YAZI DİZİSİ: Sessiz Tarih, Küçük Dev Kadınlar Marie Curie, bilim dünyasında iz bırakan ve tarihe adını altın harflerle yazdıran bir kadın bilim insanıdır. Hem fizik […]
Bilindiği üzere TS825 2013 Binaların Isı Yalıtım Standardı geçen yıl sonu TS825 2024 olarak güncellendi. 1 Nisan 2025 tarihinde de yürürlüğe girdi. Bu yazımızda, özellikle […]
Cem Karaca’nın 12 Eylül 1980 darbesi sonrası sürgündeyken bestelediği “Ceviz Ağacı” şarkısı ülkesine döndükten sonra, 1987 yılında çıkardığı Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar albümünde yer aldı. Cem Karaca’nın Ceviz Ağacı bestesini her dinlediğimde, “Dimdik buradayım, mücadeleye varım” duygularını hissetmişimdir. Bireyler ve Toplumlar için mücadele; var olmak, anlaşılmak, ayakta durmak, hayata tutunmak, âşık olmak, sevmek sevilmek, kendini ispatlamak, hak, hukuk ve adalet aramak gibi birçok konuda olabilir. Ne diyor şiirinde Nazım Hikmet ?
“Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkı’nda.
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında.”
Şiirdeki Ceviz Ağacı Sunay Akın’ın “Koyu Mavi Memleket Kumaşı” kitabının “Ceviz Ağacının da farkındayız, Polisin de …” bölümünde karşıma çıktı. Aslında, Nazım Hikmet bu şiiri 1 Temmuz 1957 yılında, Bulgaristan’ın Balçık kentinde, sürgündeyken yazmış. Yani Nazım Hikmet’in sürgünde yazdığı şiiri, yıllar sonra Cem Karaca sürgündeyken bestelemişti. Bu toprakların kaderi bu olsa gerek…. Hak, hukuk ve adalet arayışının hiç bitmemesi.
X,Y diye harfler kümesine sığdırdığımız tüm kuşakların, kendi dönemlerine göre mücadeleleri olmadı mı ? Bu mücadele, dönemine göre farklılık gösterse de temelde hep aynı amaç için sürmedi mi? Yakın tarihimize dönüp baktığımızda, araştırdığımızda, okuduğumuzda; Atatürk’ün ölümünden sonra 1950’li yıllarda “hak, hukuk ve adalet “diye başlayan mücadelenin hala devam ettiğini görmüyor muyuz?
Bu harfler kümesinde yer alan, şu anda 20’li yaşlarını süren Z kuşağının haklı olması ve aynı mücadeleyi sürdürmesi normal değil mi? Yaş almış ama genç kalamamışların hep eleştirdiği, yaftaladığı bu gençler, özgür iradeleri için tepkilerini gösterdiğinde haksız mı oluyor? “Biz buradayız, lütfen bizi sınırlamayın, bizi görün, bize inanın. Biz siz değiliz, bunu artık anlayın!” diye okuduğum çığlıklarında haksızlar mı? Demokratik ve anayasal haklarını kullanarak kendilerini ifade etme özgürlüklerine neden müdahale ediliyor? Ne yapıyorlar yürüyorlar, sokakta dans ediyorlar, kitap okuyorlar, şarkılar söylüyorlar, animasyon figürleri kostümleri ile zıplıyorlar… Kimileri de,
“Gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, …” Diyen Mevlana’nın Semazeni olarak yürümüyor mu?
Peki, Baby Boomer kuşağı ve 1970 öncesi doğan X kuşağı bunu anlayabiliyor mu? Ya da anlamak istiyor mu?
Yakın geleceğin politikacıları, mühendisleri, mimarları, doktorları ve diğer meslek sahipleri olacak gençleri dinlemeye gerçekten istekli mi?
Sözlü ya da fiziksel güç kullanarak tamiri mümkün olmayan travmalar yaşatmak, korkutarak susturmak doğru mu?
Sorularımın cevabını ararken, ceviz ağacının nerede olduğunu merak ediyorum. Karşıma, Sunay Akın’ın kitabında koordinatlarına kadar belirtilmiş ve detaylıca tarif edilmiş haliyle çıkıyor.
Sirkeci Kapısı’nda, Gaziler Derneği’nin yakınında, Sirkeci Polis Karakolu’na kırk metre uzaklıkta…
Yaşı 75’in üzerinde, boyu 12 metre, çapı 67 cm olan ceviz ağacımız, hâlâ dimdik ayakta ve Gülhane Parkı’nda.
Sunay Akın, Koyu Mavi Memleket Kumaşı