
415. Bülten’den
İktidar Hesapları; Baskı ve Korku, Siyah ve Beyaz Türkiye, uzun yıllardır toplumsal kutuplaşmanın derinleştirildiği, siyasal manipülasyonların sıradan hale geldiği, iktidarın gücünü artırmak için stratejik hamlelerle […]
İktidar Hesapları; Baskı ve Korku, Siyah ve Beyaz Türkiye, uzun yıllardır toplumsal kutuplaşmanın derinleştirildiği, siyasal manipülasyonların sıradan hale geldiği, iktidarın gücünü artırmak için stratejik hamlelerle […]
Mühendislik, insan yaşamını kolaylaştıran, toplumlara ekonomik ve teknolojik çözümler sunan kritik bir disiplindir. Ancak bu çözümler, yalnızca teknik bilginin yetkin kullanımıyla değil, aynı zamanda etik […]
Son dönemde İzmir’de yükselen işçi direnişleri, Türkiye işçi sınıfının tarihindeki kritik bir dönemi işaret etmektedir. İşçi sınıfına yönelik artan saldırılar, sömürü, rant ve yağma politikalarının […]
Bir tatil güncesi, Fas Yarıyıl tatilinin son haftasını ailece yurt dışında bir yerlerde geçirmek istedik. Bugüne kadar temkinli “hijyenik” tavrımızı korumuş Avrupa’nın pek çok başkentini […]
21 Ocak 2025 sabahı Bolu dağlarındaki lüks bir otelde, büyük bir yangın sonucu müşterilerin otelin içerisinde mahsur kaldığı dehşet görüntüleri haberiyle uyanan Türkiye ,sarsıcı yeni gerçeklere de uyandı. Sadece oturduğumuz konutlar, binalar, madenler, fabrikalar, atölyeler, küçük işletmeler değil birçok hizmet ve imkanlarıyla profesyonel hizmet sunduğu düşünülen ,üst düzey imkanlara sahip hatta çocuklar için ayrı bir kayak pisti bulunduran bir otelde de iş güvenliği dolayısıyla can güvenliği tedbirleri alınmamış , burada da sağlık ve güvenlik görmezden gelinmiş ve önemsenmemişti.
Resim-1. Bolu Grand Kartal Otel’inin yangın öncesi görüntüsü (solda)
Otelin bu şatafatlı görüntüsü, sunduğu konfor ve sayısız hizmetlerinin arkasında yangın kaçış merdivenlerinin, yangın alarmının, duman sensörlerinin, yağmurlama sistemlerinin, ışıklı kaçış yönlendirme tabelalarının hatta yeterli yangın tüplerinin bile bulunmaması gibi çok büyük ihmallerin olabileceğini hatta güvenliğe ilişkin çivi çakılmamış olabileceğini kimse aklına getirememişti.
Henüz ilk aşamada denetime en yetkili kurumlar bir tarafta bırakılarak, bir TV kanalındaki programda iş güvenliği uzmanının denetim görevini yapmadığı ve hatta otelde tatil yapmış olabileceği sadece tahmin edilerek ve bu beyanla olayın merkezinde kamuoyunda hedef gösterilmesi şaşkınlıkla karşılanmış ve tepkilere neden olmuştur. Zaten maaşını işverenden alan iş güvenliği uzmanının, kamusal denetimleri bile iptal ettirdiği ortaya çıkan bir işveren üzerinde ne yaptırımı olabileceği gayet açıktır.
Resim-2 ve 3. Otel odalarındaki dekorasyonlarda yanıcı ahşap malzemenin yoğun olarak kullanıldığı görülüyor.
Kurumlar sorumluluğu birbirlerine, büyük imkanlara sahip işveren ise çalışanlarına yüklemeye çalışırken bizler bu haberleri yine şaşkınlıkla izledik. Yangın sonrası bütün ekipler İtfaiye, Afad, Bakanlıklar, Belediyeler, İl Özel İdaresi olay yerine geldiler. Peki yangından önce, bu kurumlardan herhangi birisi bu otelde iş güvenliğine yani çalışan ve müşterilerin can güvenliğine az da olsa hassasiyet göstermiş miydi?
Sorumluluk TV kanallarında önce iş güvenliği uzmanına yüklenilmek istenirken otel için bir uzman atanmadığı, mevcut uzmanın diğer otelin sadece bir bölümünde görevli olduğu ortaya çıkınca iş güvenliği uzmanını suçlama konusu kapatıldı. Otelin sahibi tarafından mutfak personeli, aşçı, komi, elektrikçinin her şeye sebep sorumlular olarak gösterilmeye çalışılması kamuoyunda daha büyük tepkiye neden olurken; yıldızlı otellerde bu tedbirlerden sorumlu kimdir sorusu üzerine belediye ve il özel idareleri üzerindeki soruşturulmalar yoğunlaştırıldı.
Yangından korunmak için hazırlanmış gerçekten kapsamlı bir yeterliliğe sahip Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKHY)’te belirtilen hiçbir önlem bu dört yıldızlı otelde maalesef bulunmuyordu. Anlaşıldığı kadarıyla bugüne kadar oteldeki tüm dekorasyon ve tadilatlar görüntüyü iyileştirmek yani kazancı arttırmak amacıyla yaptırılmıştı. Alt yapısal gerekliliklerden biri olan iş güvenliği tedbirleri göz ardı edilmişti.
Resim-4. Yangın söndürüldükten sonra otelin içi
Yangının ilk başlama anında restoran mutfağında mutfağında ocaktaki yağ yanmaya başladığında ve mutfak personeli tarafından yangın tüpleri ile söndürülemeyecek boyuta geldiğinde, davlumbazdaki otomatik söndürme tertibatı devreye girerek yangını hemen söndürebilirdi.
Yangın sönmediğinde duman sensörleri yangın paneline alarm vererek oteldeki müşterilerin tahliye edilmesini sağlayacak, yayılan yangın için, sprinkler adı verilen yağmurlama sistemi yangının yayılmasını önleyecek ve aynı zamanda binayı soğutacak, yangın paneli panikle asansöre binilmesini önlemek için asansörün kapılarını açıp ilk katta devre dışı kalacak, bina içinden tahliye olamayan otel müşterileri bina dış cephesindeki yangın merdivenlerini kullanacak, bu esnada itfaiye araçları yangın bölgesine ulaşmış olup, tahliyeye yardımcı olacak ve de yangın söndürme çalışmalarına başlayacaktı; fakat bu tedbirlerden biri bile olmadığı için yangın bir faciaya dönüştü. Son olumsuzluk ise itfaiyenin binaya yaklaşma mesafesinin uygun olmamasıydı.
Resim-5.Yangın söndürme ve kurtarma çalışmaları
Tek bir tedbir bile, örneğin davlumbazda yangın söndürme tesisatının bulunuyor olması, mutfak bacasının temizlenmiş olması, mutfakta yeterli sayıda yangın tüpü bulunması, sprinkler, alarm veren duman sensörleri, düzgün acil çıkış yolları veya yangın merdiveni tedbirlerinden herhangi biri bulunmuş olsaydı, en azından BYKHY’de yazan tedbirlerden biri tam anlamıyla gerçekleştirilmiş olsaydı sonuç insanların pencerelerden atladığı 36’sı çocuk, 78 kişinin öldüğü, 52 kişinin yaralandığı bir facia ile sonuçlanmayacaktı.
Çeşitli web sitelerinden yayılan haberlerde otelin yangın sebebiyle elektiriği kesildiğinde oda kapılarının açılamadığı konusu ise araştırılması gereken paniğin ve facianın boyutunu arttıran önemli unsurlardan biridir.
Yine aynı soru “Yıldızlı” bir otelde bir tane dahi güvenlik önlemi alınmamış olabiliyor muydu?
Anlaşıldığı üzere işveren, önlemler için masraf yapmamak adına kanunların bazı açıkları ve siyasi yakınlıklarını devreye sokarak denetimleri bertaraf edebilmişti. Önlem alınıp alınmaması konusu ise işverenin kendi vicdanına ve insiyatifine kalmış, otel sahibi tahminen 50 yıllık bu otelde 50 yıldır hiçbir ciddi olay görülmedi diye düşünmüş ve tedbir almaya gerek duymamıştı.
Resim-6. Yangin güvenliği tedbirlerinin ihmali sonucu 78 kişiye mezar olup harabeye dönen otelin son görüntüsü
Şu anki durumda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu uyarınca oteller “Az Tehlikeli’’ sınıfta bulunduğundan çalışan sayısı 50 kişinin altında ise iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu bulunmamakta ve uzmanın görevlerini kısa ve uzaktan bir eğitimle işveren devralabilmektedir.
Otellere ve işletmelere ruhsat alındıktan, “yıldızlar” verildikten sonra da somut olarak belirlenmiş periyotlarda ve detaylı yönetmeliklerce zorunlu olarak kontrol edilmesi gerekliliği Gayrettepe’de 2024 yılında 29 kişinin öldüğü yangında da anlaşılmış; bu facia ise artık daha katı kurallar konulmasını zorunlu bir hale getirmiştir.
Denetimi yapacak kamu kurumları ise öncelikle siyasi baskılardan etkilenmeyecek kurumlar olmalı; belki de tarafsız ve yetkin kurum/kuruluşlara da bu denetimlerde görev verilmelidir.
tr.wikipedia.org