
414. Bülten’den
Denetimsizlik ve İhmal; Kartalkaya Yangını Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti. Bu büyük felaket Türkiye’de yangın güvenliği kontrol ve […]
MMO İzmir Şubesi Konutlarda İç Çevre Kalitesi Çalışma Grubu Üyesi
Denetimsizlik ve İhmal; Kartalkaya Yangını Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki Grand Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti. Bu büyük felaket Türkiye’de yangın güvenliği kontrol ve […]
Amaç ve yöntem: Üyelerimiz arasında 2024 yılı içerisindeki maaş dağılımını incelemek ve 2025 maaş bekletilerini gözlemlemek amacıyla 10 sorudan oluşan bir anket, internet ortamında paylaşılarak […]
Osmaniye’deki Esenevler, Adnan Menderes ve Rahime Hatun mahallelerinde büyük hasar var. 700’ün üzerinde kayıp, 250’den fazla yıkılmış bina ve devam eden enkaz kaldırma işlemleriyle karşı […]
1 GİRİŞ Kullanım amaçları ve şartları, genel risk içerikleri, yangın sırasında çalışanların ve konukların yapacakları işler ve yaşam güvenliği önlemleri göz önüne alındığında, eğlence merkezleri, […]
Günümüzde büyük olmanın anlamı önce bilgi sahibi olmak, sonra bilgiyi kullanmayı bilmek, sonuncusu da bilgiyi zamanında kullanmak demek olmalı. Günümüz dünyası büyüklük merceği ile incelenirse, çeşitli nedenlerle, ağırlıklı bir oranla pek çok toplumun ya bilgi sahibi olmadığı olamayacağı ya pek çok toplumun sahip olduğu bilgiyi kullanmadığı kullanamadığı ya da pek çoğunun bilgiyi zamanında kullanmadığı kullanamadığı görülür.
21. Yüzyılın başında bilginin veri kelimesiyle özdeş anlam kazandığı görülüyor. “Her iki günde bir, zamanın başlangıcından 2003 yılına kadar üretilenden daha fazla bilgi üretildiği, 2020 yılı itibariyle 2017 yılında üretilen 5 zetabaytan, 50 zetabayta yükseleceği öngörülmüştü [1]. MARR’ın yaptığı bu öngörüm, istatistiklere göre biraz düşük kalmış; 2020 yılında 64.2 zetabayt olmuştur [2]. Yine aynı kaynağa göre 2024 yılında üretilen veri 147 zetabayta yükselmiş, 2025 yılı için öngörülen ise 181 zetabayt olmuştur. Söz konusu veriler (en başta videolar olmak üzere) yeni üretilen, indirilen dokümanlar ve bu dokümanlardan çıkarılan, kopyalanan veya kullanılan verileri kapsıyor [3].
1 zetabayt veri, 107 baytı/karakteri temsil ettiğine göre [3], her yıl üstel bir şekilde artan (Şekil 1) verinin kullanılabilir konumda depolanması için de çok sayıda veri merkezlerinin yapılması söz konusu. Günümüzde ABD’de 2700 veri merkezi vardır [2]. Veri merkezlerinin veri kapasiteleri de birkaç yüz terebayt (zetabaytın milyarda biri) ile birkaç exabayt (zetabaytın binde biri) aralığında değişmektedir.
Şekil 1: Yıllık veri üretiminin zamanla değişimi [2].
Veri merkezlerinin büyüklüğünün bir diğer ölçüsü kullandıkları elektriksel güçtür. En büyük veri merkezlerinin güçleri iki basamaklı MW değerlerinden 650 MW’a kadar değişmektedir [4]. ABD’deki veri merkezlerinin güç kullanımı 2024 yılındaki 14,81 GW’dan 2030 yılında 24,11 GW’a çıkacağı öngörülmektedir. Türkiye’nin kurulu gücünün Kasım 2024 itibariyle 114.7 GW [5] olduğu göz önüne alınırsa, söz konusu güç kullanımın ne kadar büyük olduğu değerlendirilmelidir.
Dünyanın küresel sorunlarından biri güç üretimindeki karbondioksit emisyonunun yarattığı küresel problemlerdir. Atmosferik karbondioksit konsantrasyonunun artması sonucu sera etkisinin artması yanında bir diğer olumsuz etki, konsantrasyonun dış ve dolayısıyla iç ortamlarda artması sonucu insan sağlığına olumsuz olan hava kirliliğinin artmasıdır. Tüm dünyada karbonsuzlaştırma (decarbonization) hedefleri konulmaktadır. Bunların bir örneği de Microsoft’un 2030 yılında karbon negatif hedefidir [6]. Yapılan açıklamalara göre bu hedefin 2020’de, yapay zekânın henüz patlamadığı bir zaman diliminde tespit edildiği, şirketin yapay zekâya yaptığı yatırımların karbon emisyonunu artıracağı ve 2020 hedefine ulaşmanın mümkün olamayabileceği anlaşılmaktadır. Bu durumun AI yarışındaki rakipleri (Google içindeki Alphabet, Meta Platforms Inc., ve Amazon) için de geçerli olduğu belirtiliyor [6]. Ancak kullanıma açık bir yapay zekâ platformu [7] kendisinin karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmada katkıda bulunacağını belirtmektedir:
“Yapay zekanın, enerji kullanımını optimize ederek, yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırarak ve daha verimli karbon yönetimi sağlayarak küresel karbonsuzlaştırma hedeflerini ilerletmede önemli bir rol oynaması bekleniyor”.
“Yapay zekâ, operasyonları ve enerji kullanımını optimize ederek veri merkezlerinde karbon giderme hedeflerini ilerletmede önemli bir rol oynayabilir”.
Bu kapalı değerlendirmelerin altında, yukarıdaki genel ve veri merkezlerindeki karbonsuzlaşma hedeflerine AI’ın nasıl katkı vereceği de çeşitli başlıklar altında tanımlanmaktadır [7].
Isıtma havalandırma iklimlendirme alanlarında AI ile enerji kullanım veriminin arttırılması potansiyeli ve uygulamaları üzerine güncel pek çok çalışma ve yayın [8,9,10,11,12] yapılmakta ve %20 ile %73 arasında değişen enerji tasarrufu yapıldığı belirtilmektedir [8].
Pek çok alanda olduğu gibi ısıtma havalandırma ve iklimlendirme alanlarında daha enerji-verimli uygulamalara katkı koyacak gelişmelere imkân sağlarken, mevcut ve geliştirilecek AI alt yapısının (veri merkezleri) büyük bir enerji gereksinimine ihtiyaç duyması paradoksal bir durum ortaya çıkarmaktadır:
Microsoft gibi firmalardan oluşan AI endüstrisi, AI’n karbonsuzlaştırma hedeflerine pozitif katkısı üzerine olan ısıtma havalandırma iklimlendirme sistemlerindeki AI kullanımı gibi projeleri, muazzam enerji kullanımını yeşil aklamanın (Greenwash) bir yolu olarak tanıtmakla suçlanmaktadır [13,14]. “California Riverside Üniversitesi ve Caltech bilim insanları, AI enerji santrallerinden ve yedek jeneratörlerden kaynaklanan hava kirliliğinin 2030 yılına kadar ABD’de yılda 1.300 erken ölüme yol açabileceğini savunan bir çalışma yayınlamış, çalışmanın ortak yazarlarından Shaolei Ren, bir açıklamada, astım veya başka sağlık sorunları olan aile üyeleriniz varsa, bu veri merkezlerinden kaynaklanan hava kirliliği şu anda onları etkiliyor olabilir. Acilen ele almamız gereken bir halk sağlığı sorunu” değerlendirmesini yapmıştır [14].
Her şeye rağmen, kendisi ve uygulamaları çok hızlı gelişen yapay zekanın, dünyanın toplam karbon bütçesine etkisinin ne olacağı şimdilik küçük bir ilgi alanı olarak görülüyor.
*Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD) Dergisi Ekim-Aralık 2024, 144. Sayısında yayınlanmıştır