Yüzyılın İlk Çeyreğinde Göç
İkinci Dünya Paylaşım Savaşı sonrası oluşan düzen geride kalırken, emperyalist hegemonya “Yeni Savaş Düzeni” üzerine kuruluyor. Yeniden yıkma ve yeniden kurma eyleminin iç içe geçtiği […]
İkinci Dünya Paylaşım Savaşı sonrası oluşan düzen geride kalırken, emperyalist hegemonya “Yeni Savaş Düzeni” üzerine kuruluyor. Yeniden yıkma ve yeniden kurma eyleminin iç içe geçtiği […]
İSG İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitimlerinden ; TBTs Eğitimi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSG) sistemlerinde personel eğitimi, kritik bir süreçtir ve asla ihmal […]
Yazı Dizisi: Sessiz Tarih: Küçük Dev Kadınlar Bir insanın kaç tane babası olur dersiniz? Biraz psikanalitik kuram veya feminizm hakkında bilgi sahibiyseniz, bir diye yanıtlayacağınızı […]
Endüstri 4.0 ile birlikte veri üretiminin parabolik olarak arttığını gözlemleyebiliriz ve teknolojik gelişmeler ile birlikte veri üretim hızı da artmaya devam edecektir. Günümüzde işletmeler, teknolojinin […]
Son 22 yıldır uygulanan Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çeken cahilleştirme ve baskı politikaları sonucunda Avrupa’ya yönelen nitelikli beyaz yaka iş gücü göçü, özellikle mühendisler ve beyaz yaka çalışanlar arasında ciddi bir artış göstermektedir. Hatta artık yavaş yavaş nitelikli mavi yakaların da bu göç dalgasına katıldığını üzülerek görüyoruz. Bu durum, Türk sanayisi ve insan kaynakları politikaları üzerinde telafi edilmesi zor önemli etkiler yaratmaktadır. Göçün temel nedenlerine ve sonuçlarına odaklanarak, Türk sanayisinin gelecekteki insan kaynakları stratejilerinde nasıl bir dönüşüm yaşayabileceğini inceleyeceğiz.
Nitelikli göç, özellikle mühendisler arasında büyüyen bir trend haline gelmiştir. Bu göçün başlıca nedenleri ekonomik istikrarsızlık, elverişsiz çalışma koşulları, düşük ücretler ve kariyer fırsatlarının olmamasıdır. Buna ek olarak, Avrupa’daki daha yüksek yaşam standartları, sosyal haklar ve kariyer fırsatları mühendisleri ve diğer vasıflı çalışanları bölgeye yönlendirmektedir. Teknoloji ve mühendislik sektörlerindeki inovasyon fırsatları da özellikle genç mühendisleri cezbetmektedir.
Eğitimli ve deneyimli mühendislerin Türkiye’den Avrupa ülkelerine göç etmesi, Türkiye’nin nitelikli işgücünü kaybetmesine neden olmaktadır. Bu durum, Türk sanayisinin üretkenliği ve rekabet gücü üzerinde olumsuz bir etki yaratabilecek ciddi bir beyin göçü riski oluşturmaktadır.
Euronews’un haberine göre 2023 yılında Türkiye’den yurt dışına yapılan göçte belirgin bir artış yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı verilere göre, Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2022’ye göre %53 artarak 714.579’a ulaştı. Göç edenlerin %55,2’sini erkekler, %44,8’ini ise kadınlar oluşturdu. Özellikle genç nüfus bu göç dalgasında öne çıkıyor. 25-29 yaş aralığı, göç edenler arasında en büyük paya sahip olup, toplam nüfusun %15’ini oluşturdu. 30-34 yaş grubundaki göç oranı %12,9, 20-24 yaş aralığındaki göç oranı ise %12,5 seviyesinde. Veriler endişe verici. Göç sayısının 2024’de de artmaya devam etmiş olma olasılığı oldukça yüksek.
Mühendislerin Türkiye’den Avrupa’ya göç etmesinde baskı unsurlarının etkili olduğu sıkça dile getirilen bir faktördür. Özellikle genç ve nitelikli iş gücü arasında ekonomik koşulların kötüleşmesi, işsizlik oranlarının artışı, yüksek enflasyon, sosyal güvencelerin eksikliği ve kariyer gelişim olanaklarının sınırlı olması önemli sebepler arasında yer alır. Bunlar mühendislerin, özellikle de yeni mezunların ve genç profesyonellerin, yurtdışına yönelmesine neden olmuştur.
Ayrıca, Türkiye’deki çalışma koşullarının Avrupa’ya kıyasla daha zorlayıcı olması, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve özellikle Ar-Ge gibi inovasyon alanlarındaki yetersiz yatırım da göçü teşvik eden unsurlardır. Genç mühendislerin, daha fazla özgürlük, yaratıcı iş ortamı ve profesyonel gelişim için Avrupa ülkelerine yönelme isteği, bu baskı unsurlarını daha belirgin hale getirmektedir.
Buna ek olarak, siyasi ve sosyal faktörler de mühendislerin yurtdışına göçünde rol oynamaktadır. Türkiye’de son yıllarda artan baskıcı politik ortam, ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve yargı bağımsızlığına dair endişeler, birçok gencin daha demokratik ülkelerde yaşamayı tercih etmesine neden olmuştur. Bu faktörler, özellikle yüksek eğitimli bireylerin beyin göçünü tetikleyen unsurlardan biridir (İstanbul Planlama Ajansı, Gaste Avrupa).
Avrupa’ya taşınan nitelikli işgücünün Türk sektörüne önemli etkileri olacağı öngörülüyor. Özellikle mühendislik ve teknoloji odaklı alanlarda uzman kadronun yetersizliği performansı ve özgünlüğü engelleyebilir. Türk firmalarının göçmen akınına uyum sağlamak için personel stratejilerini önemli ölçüde değiştirmesi gerekiyor.
Şirketler ücretleri artırmalı, sosyal haklar sağlamalı, mesleki gelişim şansını artırmalı ve uyarlanabilir çalışma ortamlarını teşvik etmelidir. Ancak Türk sanayisinin küresel rekabet gücünü koruyabilmesi için inovasyon odaklı insan kaynakları stratejileri benimsemesi gerekiyor. Başta Ar-Ge ve teknoloji olmak üzere mühendislerin elde tutulması Türkiye’nin sanayi gücünü ayakta tutması açısından büyük önem taşıyor.
Avrupa’ya artan nitelikli beyaz yaka göçü, mühendisler ve Türk sanayisi için tehditler içermektedir. Beyin göçü, Türkiye’deki sanayi sektöründe ciddi bir yetenek boşluğu yaratabilirken, bu göçün önüne geçebilmek için insan kaynakları politikalarında önemli reformlar yapılması gerekmektedir. Özellikle çalışma koşullarının alternatiflere göre eşitlenmesi, eğitim ve kariyer gelişimi alanlarında yapılacak yatırımlar, nitelikli iş gücünün ülke içinde tutulmasına katkıda bulunacaktır.