411. Bülten’den
TERÖR KORKUSU VE İKTİDARIN GÜÇ KONSOLİDASYONU Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tesislerine yönelik terör eylemini lanetliyoruz. Çok sayıda üyemizin, meslektaşımızın da çalıştığı […]
TERÖR KORKUSU VE İKTİDARIN GÜÇ KONSOLİDASYONU Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tesislerine yönelik terör eylemini lanetliyoruz. Çok sayıda üyemizin, meslektaşımızın da çalıştığı […]
YAZI DİZİSİ: Sessiz Tarih: Küçük Dev Kadınlar Camille Claudel, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında yaşamış, yetenekleri ve yaşam öyküsüyle sanatı derinden etkileyen bir […]
Gelişen teknoloji ve yapay zeka (AI) algoritmalarının sektöre entegrasyonu, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) süreçlerinde devrim niteliğinde yenilikleri beraberinde getiriyor.Yapay zeka tabanlı İSG analizlerinin sektöre […]
Mekanik Tesisat Mühendisliği Komisyonu tarafından düzenlenen “Mutfak Havalandırma Sistemleri ve Seçim Kriterleri” konulu seminer, 31 Ekim 2024 Perşembe günü MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, […]
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, “dünyada her 11 dakikada bir, bir kadın veya kız çocuğu partneri veya aile üyesi tarafından öldürülüyor” dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü; 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararı ile ilan edilmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, ayrımcılığa, kadınları, kadın haklarını yok sayan sistemlere karşı kadınların eylem günü tam da bu gündür. Kadına yönelik şiddet evrensel bir sorundur, sosyokültürel yapıya ve zamana göre değişiklik gösterebilmektedir. Biz kadınlar bu sorunun sadece, taciz, tecavüz sorunu olmadığını aynı zamanda örgütlü, ideolojik bir kötülük sorunu olduğunu biliyoruz. Yeryüzünde kadınlara karşı adı konulmamış bir savaş yürütülüyor. Katlediliyoruz, emeğimiz yok sayılıyor.
BM’nin 1993 yılında kabul ettiği Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi Bildirgesinde; kadına yönelik şiddet “cinsiyete dayalı olarak gerçekleşen, kadınlarda, fiziksel, cinsel, psikolojik, herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu doğuran veya bu sonucu doğurmaya yönelik özel veya kamu yaşamında gerçekleşebilen her türlü davranış, tehdit, baskı veya özgürlüğün keyfi olarak engellenmesidir” şeklinde tanımlanmaktadır (CEDAW: 1993).
Aile içi kadına yönelik şiddetle ilgili olarak, Anayasa’nın 41. Maddesi son derece açıktır. Bu madde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar” şeklinde ifade edilmektedir (T.C. Anayasası: md 41). Bunun yanı sıra, ülkemizde 2012 yılında kabul edilen 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un ilk maddesinde, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir (6284 Sayılı Kanun: md.1/I). Türkiye 1986 yılında Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW)’ı imzaladı. Bu sözleşme BM bünyesinde yer alan yedi temel insan hakları sözleşmesinden biridir. Kadına yönelik yapısal ve kişisel şiddetle mücadelede anahtar bir belge olan CEDAW, bildiri ve önergelerden farklı olarak, sözleşmeyi onaylayan ve imzalayan bütün ülkeler için bağlayıcıdır ve uygulanmak zorundadır.
Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda yazılmış en kapsamlı uluslararası metin olan İstanbul Sözleşmesi ise bütüncül politika ve koordinasyon sayesinde şiddete maruz kalan kadınların haklarının alınan tüm tedbirlerin merkezinde yer almasını sağlamayı hedefler. Ülkemizin 2011 yılında ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanmadı. 20 Mart 2021’de sözleşmeden imzasını çekme kararı alarak sözleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlara yönelik şiddeti önleme amaçlarını paylaşmadığını beyan etmiş oldu. Çekilme kararı tanınmamalı uygulayıcılar tarafından koşulsuz şartsız uygulanmalıdır. Bütün bu kararlar ancak somut kazanımlara dönüştükleri ölçüde anlam kazanacak, değer ifade edeceklerdir.
Yitirdiklerimizin yasını tuttuğumuz şu günlerde bir yandan da kayıp kadınların ve çocukların iyilik hallerinden endişe duymaktayız.
“Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım; gerekirse hayatımı da” (Patria Mercedes Mirabel 1924)
CEİD yayınları: 1 kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizması: izleme modeli
https://ceidizler.ceid.org.tr/dosya/Siddet-Toplumsal-Cinsiyet-Esitligi.pdf
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/210969
https://www.morcati.org.tr/attachments/article/466/kadina-yonelik-siddet-degerlendirme-raporu
https://www.evrensel.net/haber/531159/deu-kadin-calismalari-toplulugu
[1] (https://bianet.org/haber)